Kediler hoş görünüşlü, yuvarlak başlı, sivri kulaklı, uzun bıyıklı hayvanlardır. Bıyıklarının dipleri sinirlere bağlıdır. Dokunma duyusu görevi yaparlar. Ön ayakları beş, arka ayakları dört parmaklı olup, kancalı tırnaklarını içeri çekebilirler. Tırnaklarını ağaçlara sürterek bilerler. Hassas işitme ve görme duyuları vardır. İnsan kulağının duyamadığı yüksek frekanslı ses titreşimlerini kaydederek çok hafif sesleri duyarlar. Genellikle gece avlanırlar. Avcılıkta en büyük özellikleri sabır, temkin ve sürattir.
Fare avında yalnız kulak duyuları yardımı ile avlanırlar. Gözleri en ufak ışıktan bile yararlanabilecek özelliktedir. Tam karanlıkta kediler de göremez. Işığa karşı son derece hassas olan gözleri güçlü ışığı kıran bir iris diyaframı sayesinde korunurlar. Aşırı ışıkta göz bebekleri ince dikey bir çizgi halini alır. Karanlıkta bu diyafram (perde) iyice açılarak göz bebekleri yuvarlaklaşır ve böylece en zayıf ışığı bile algılar. Gece avlanan diğer hayvanların gözlerinde olduğu gibi kedilerin gözlerinde de, ağ tabakasının gerisindeki “tapetelum” denen bir hücre tabakası bulunur. Bu kısım kedi gözünün gece parlamasını sağlar.
Kedilerin beyninde renkli görmeyi sağlayan özel sinir hücreleri bulunmadığı için çevreyi siyah-beyaz gördükleri zannediliyordu. Ancak son deneyler, kedilerin beyinlerinin diğer bölümleri ile belirli bir düzeyde renk ayrımı yapabildiklerini gösterdi.
Çok uzaklara götürülüp bırakılan bir kedinin tekrar eski yerine dönebilme özelliği tam manasıyla açıklanamamıştır. İyi tırmanır, sıçrar ve gerektiğinde yüzer. Balık avlayan kediler de vardır. Yüksek yerlerden düşerken ters dönerek dört ayağı üzerine gelme refleksi çok güçlüdür. Bazan yaralandığı da olur. Son derece temizliğe riayet eder, pisliğini örterek gizler.
Her türlü hayvansal ve bitkisel maddeleri yerler.Pek az su içerler. Su ihtiyaçlarını besinlerden sağlarlar.Yediklerinden fazlasını kemirerek ziyan ederler.Avurtlarında tahıl biriktiren, kış uykusuna yatan veya göç edenleri vardır.Koku alma ve işitme duyuları hassastır. Çoğu toplu halde yaşamayı sever. Yaban kedileri dağlık veya ormanlık bölgelerde yaşar. Yuvalarını kayalar arasında, ağaç gövdesi oyuklarında veya çalılıklar arasında yaparlar. Gece avlanırlar. Kuş ve kemirgenlerle beslenirler.
Avrupa ormanlarında yaşayan “Avrupa yaban kedisi” oldukça vahşi ve güçlüdür. Uzunluğu kuyruğu ile beraber 45-90 cm, ağırlığı 6-8 kg kadardır. Rengi boz, kalın postu çizgili ve kulakları geniştir. Kuyruğu süpürgemsi ve siyah halkalıdır. Ağaçların üzerine tırmanarak kuş yavrularını yuvalarından, tavşan ve dağ keçisi gibi bazı hayvanların yavrularını kapar. Türkiye’de bol miktarda bulunur. Yılda bir defa 3-5 yavru yapar. Yalnız kalmış evcil kedilerin yabanileşerek vahşi renklere büründüğü ve boylarının arttığı görülmüştür.
Kedi sevildiğinde kendine has bir şekilde mırıldar. Pençe altları yastıklı olduğundan avına sessizce yaklaşarak üzerine sıçrar. Erginleşme devreleri çeşitli ırklarda 4-10 ay arasında değişir. 22 yıl kadar yaşarlar. Çiftleşmeleri genellikle aralık sonundan mart sonuna kadar sürer. Bu esnada sesleri ile bütün bir mahalleyi rahatsız ederler.
Hamilelik süreleri 56-68 gün arasında değişir. evciller yılda iki defa çiftleşir. Her defasında 4-6 yavru yaparlar. Doğan yavrular kör, sağır ve hemen hemen çıplaktır. Dokuzuncu gün gözleri açılır. İki ay kadar sütle beslenirler. 10 ayda erginleşirler. Erkek kedilerin zaman zaman yavruları kaçırıp, yedikleri olur. Sırasına göre bazan kedi de yırtıcıdır.
Eski Mısırlılarda kedi kutsal sayılır, öldüğünde mumyalanarak özel mezarlıklara gömülürdü. Amerikalılar kedi ırklarını çaprazlayarak yeni ırklar elde etmeyi, bir çeşit spor haline getirdiler. Amerika’da 18 milyon, İngiltere’de ise 6 milyon kedi beslenmektedir.
Ortaçağda Avrupa’da büyük kedi katliamları yapıldı. Papazlar kedileri, cadıların ortağı ve şeytanın sığınağı ilan ettiler. Binlerce kedinin derileri yüzülerek diri diri yakıldı. Rönesanstan sonra Avrupa’da tekrar kedi sevgisi yerleşmeye başladı.
kaynak : wikipedia