Yüzyıllar boyunca Uzakdoğu’dan Avrupa’ya İpek Yolu üzerinden taşınan pahalı bir kumaş türüdür ipek…Yumuşacık dokusu, koku tutmaması ve alerji yapmaması onu zenginlerin, hatta kralların, şahların, padişahların gözdesi yapmış. Bu kumaşın hammaddesini üreten ipek böcekleri de özenle yetiştirilmiş. Bakın, bu ilginç hayvanlar bu işi nasıl yapıyorlar…
İpek böceği kelebeği, yaşamının sonunda her biri susam büyüklüğünde 500 kadar yumurta yapar ve sonra da ölür.
Bu yumurtalardan çıkan küçük tırtıllar yeni ipek böcekleridir.
Artık kendi başlarının çaresine bakmak zorundadırlar.
İki hafta sonunda yumurtadan çıkıp gözlerini dünyaya açan bazı ipek böcekleriyse, kendilerini bir dut yaprağı denizinde bulurlar. İpek üreticilerinin hazırladığı bu ortam,onlar için adeta bir cennettir!Neden mi? Çünkü ipek böcekleri dut yaprağına bayılırlar. Hatta 7 gün 24 saat sürekli dut yaprağı yerler.O kadar çok yerler ki bir ay kadar sonra ağırlıkları on bin kat artar! Bu süreçte kabuk değiştirirler, renkleri açılır, tüyleri kaybolur ve boyları 7-8 santimetreyi bulur.
Karnını yeterince doyuran bir ipek böceği, bu aşırı beslenmeyle kazandığı enerjiyi koza örmek için kullanmaya başlar. Ağızlarından salgıladıkları yapışkan sıvıyla kendi çevrelerinde bir ağ örerler.Üç ila sekiz gün içinde koza örme işlemi tamamlanır ve ipek böcekleri bu kozanın içinde
başkalaşım geçirirler.Yaklaşık iki hafta sonra kozalarını delip çıktıklarında artık güzel birer kelebek olmuşlardır. Ama ipek üretmek için kozanın delinmesine izin vermemek gerekir.
Bunun için üreticiler, kozaları suda kaynatırlar. (Doğrusu,acımasız bir yöntem!) İçindek böcekler ölürken sıcak su kozaları yumuşatır ve lif halinde sarılmayahazır hale getirir. (Uzakdoğu’da, bu kozaların içinde kelebeğe dönüşmeye başlayan böcekler bile yenir!)
Her kozadan bir kilometreden uzun ipek lifi çıkar. Bu lifler o kadar sağlamdır ki aynı kalınlıktaki çelik telin kaldırabileceğinden daha ağır nesneleri kaldırabilir. Ama aynı zamanda bunlarla dokunan kumaşlar yumuşacık olur.
Kaynak : Kumbara dergisi